"Resim yapmak bir tutku, işimse; tutkuyla bağlandığım resimle ilgili paralellikte tam burada başlıyor. Genç beyinlere önyargısız resim sevgisi aşılamak, farklı bakış açılarına sahip bireyler olmalarına yardımcı olmak."
Benim için resim yapmak; Yeni bir resme başlamak yeni bir maceraya atılmak gibi. Bu macera karakalemle başladı. Önce akademiye hazırlanırken tadına vardığım desen çalışmalarına, şimdi değişik tekniklerle ve aynı macera heyecanıyla devam etmekteyim. İnsan vücudunun zor olması kemik ve kas yapısının dizilimi beni hiç yıldırmadı desen çalışmalarından. Sonrasında suluboya, lavı, kuru pastel gibi tekniklerle çalışmaya başladım. Yağlıboya ise vazgeçilmez bir teknik olarak bu macerada bana eşlik etmeye devam ediyor. Bu günse pek çok tekniği bir arada kullanmak bana keyif veriyor.
Çalıştığım konulara gelince; önce insan vücutları, torslar. İnsan vücutlarını çalıştığım yüzlerce desen çalışmalarından sonra figürleri deforme etmeye ya da stilize etmeye başladım.
Sonra uzun yıllar inceleyeceğim “ağaçları” konu edindim. Ağaçlara olan ilgimse resim çalışmalarımda farklı bir perspektif sağladı. Değişik bölgelerdeki ve değişik yapılardaki ağaçları araştırdım. Bu ağaçların fotoğraflarını çektim karakalem resimlerini yaptım. Ağaçlarda bambaşka anlamlar buldum, onların durağanlığı içinde değişik bir dinamik sezdim.
Ağaçların gövdeleri soyutlamaya uygundu. Ağaçların her birini farklı kılan özellikleri var, aynı insanların farklı ifadeleri gibi, bu da konuya daha bir odaklanmamı sağladı. Ağaçların durağan yapısı tarihe tanıklık etmeleri beni cezp etti. Konunun üzerine giderek teknik ve içerik açısından farklı yerlere ilerledim.
Yeni serimin konusunu “korku” oluşturdu. Yeniçağ insanoğlunun korku kavramını da değiştirdi ve geliştirdi. Teknoloji ve makinelere bağımlı küreselleşme ile gelişen klişe kentsel yaşam tarzı, kendi yarattığımız korkularımızı da beraberinde getirdi. KORKU ilkçağdan-geleceğe hayatımızın en yoğun duygusu olmaya devam edecek.
Son yıllarda “Kültür” başlığı adı altında bir konuya odaklandım. Dünyanın oluşumu ve insanlık tarihini araştırarak, bulduğum bilgiler doğrultusunda ilk eskizlerimi çizmeye başladım.
Farklı uygarlıkların kültürel yapıları, dünyanın oluşumuyla birlikte, canlıların oluşumu, yazının bulunuşundan buyana gelişen ve değişen kültürü yansıtmak resimlerimin yeni konusunu meydana getiriyor. Her ülkenin tarihini de yansıtan bu tarihsel veriler bir bakıma o ülkenin özelliklerini de bize yansıtıyor.
Yaptığım eskizleri farklı tekniklerle zenginleştirerek tuvale yansıttığımda yeni açmazlara düştüğümü gördüm. Belki de bu açmazlar beni bambaşka bir maceraya sürüklemeye başladı. Uygarlıklar ve kültürler konusu beni besleyen bir konu oldu ve olmaya da devam ediyor. İnsanın doğadaki yerini sorgularken kültürlerin her uygarlığa göre farklılaşması ve insanoğlunun uygarlıklardaki kültürel geçmişini de sorguluyorum. Kompozisyonlarda kullandığım desenler farklı kültürlerin, halılarındaki motif, mimarideki motif, tabak çanaklarındaki motif olabiliyor.
Seçtiğim konuyu soyut ya da soyutlamacı bir ifadeyle işlemeye çalıştım.“Kültürler” konusunu yansıtırken figürü kullanmak istemedim. Soyut bir ifadeyle daha özgür olduğumu düşünüyorum.
Sonuçta seçilen konuda önemli; Çünkü seçtiğiniz konunun zenginliği sizi besleyecek ve bu zengin dokuyu çok çalışma, araştırma ve farklı tekniklerle yeni eserler ortaya çıkartmanıza imkân tanıyacak.
Sanat, mağara döneminden buyana insanlığın tüketemediği bir kaynak. Ürettikçe üretilebilen, kapsamı zamanla gelişen bir olgu. Belki insan beyninin yanılsaması beklide insan beyninin zaferidir. Makineleri ne kadarda kullansak, insan zekâsının, içgüdülerinin, duygularının bir ürünüdür sanat.
Resimlerim bazen Kafka kadar hüzünlü, Van Gogh kadar renkli, Salvador Dalı kadar sürreal olabiliyor. Orhan Pamuk’un kitaplarındaki karamsar bir karaktere bürünüp çalışabiliyorum. Klasik müziğin doyumsuz lezzeti beni harekete geçirebiliyor. Bazen yaşamın boşluğu, bazense acımasız gerçekler resimlerime konu olabiliyor.
Resim yapmak bir tutku, işimse; tutkuyla bağlandığım resimle ilgili paralellikte tam burada başlıyor. Genç beyinlere önyargısız resim sevgisi aşılamak, farklı bakış açılarına sahip bireyler olmalarına yardımcı olmak.
Yaşantımdan, ülkemdeki her türlü gelişmeden, dünyanın; siyasal, sosyal, bilimsel gelişmelerinden, sanatın farklı alanlarındaki gelişmelerden etkileniyorum. Geleceğe dair çeşitli kuramlar oluşturan felsefe, bilim ve teknoloji ile sinemadan etkileniyorum.
Duygularım, düşlerim, amaçlarım, kaoslarım, seçimlerim, hatalarım, doğrularım beni ben yapan her duygu yapıtlarıma yansıyan gerçeklerimi oluşturur.
Bize kendinizden bahseder misiniz?
Ankara’da doğup büyüdüm. Küçük yaşlarda edebiyata ve resim yapmaya hevesliydim. Sonunda resim daha baskın geldi ve Ankara Resim Heykel Müzesinde resim yapmaya başladım. Akademiye girdikten sonra Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim İş Bölümünde değerli hocalarımın atölyelerinde çalıştım.
Devamında ise hayatımın büyük bir kısmında yer alan Görsel Sanatlar öğretmenliği… Öğretirken bir yandan öğrenmeye de devam ettim. Fotoğraf, heykel, seramik, grafik tasarım eğitimleri aldım ve almaya devam ediyorum. Çalışmalarımla yurt içinde ve yurt dışında pek çok sergiye ve uluslar arası fuara katıldım. Eserlerim Kültür Bakanlığı koleksiyonunda ve özel koleksiyonlarda sergileniyor. Bakırköylü Sanatçılar Derneğine, Uluslar arası Plastik Sanatçılar Derneğine, İstanbul Modern Müzesi Derneğine üyeyim.
Resme olan ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?
Resme olan ilgim orta okulda resim öğretmenimin verdiği ödevleri çok özenli hazırladığımı fark etmemle başladı. Resim öğretmenim anlatmadığı boyama tekniklerini çok rahat yaptığımı görmüş ve şaşırmıştı. Lisede hobi olarak devam ettim ancak üniversite sınavına döneminde kendimden çok uzaklaştığımı hatırlıyorum. Kendi kendime “Ben kimim? Ben hangi konuda yetenekliyim?” gibi sorular sorduğumu hatırlıyorum. Nihayetinde iç sesimi dinleyip ailemi de ikna ederek sanata yöneldim. Akademiye girerek hayatımın en güzel dört yılını yaşadım. Aldığım eğitimlerle kendimi ve eserlerimi geliştirdim. Sanat beni iyi hissettiriyor. Sanatla kendimi ifade ettiğimi hissediyorum.
Resimlerinizde neleri anlatıyorsunuz ve nelerden ilham alıyorsunuz?
Resimlerimin konuları dönemden döneme gelişti ve değişti. Doğa, ağaçlar, deniz, canlılar ve en son insan. İnsanın doğadan uzaklaşarak diğer insanlar tarafından dışlandığı disleksi durumu ise son dönem resimlerimin ana konularından biri aslında.
Disleksi toplumumuzun önemli bir kısmını ilgilendiren bir konu. Resmi olmayan verilere göre toplumumuzda %30 gibi bir sıklığı var. Disleksi okullarımızda “Özel Öğrenme Güçlüğü” olarak geçiyor. Disleksi olan bireylerin zekalarıyla ilgili herhangi problem olmamakla beraber pek çoğu üstün zekalı da olabiliyor. Her şeye rağmen zorlukları bireyleri ve ailelerini oldukça yoruyor. Çoğunlukla ise toplumun bu konuda önyargılı yaklaştığını düşünüyorum. Disleksi yaşayan bireylerin toplum tarafından anlaşılması için bu durumu sanatsal bir dille anlatmaya çalışıyorum.
Bir işin üretim süreci nasıl başlar? İşlerinizin üretim sürecini anlatır mısınız?
Bir işin üretim süreci bazen düzenli, bazen ise karmaşıktır. Öncelikle konularımın eskizleriyle bu süreç başlar. Her gün 2 saat eskizler oluştururum. Devamında tuvallerin astar boyamaları, kabartmaları tamamlanır. Tuvaller üzerine eskizlerin birleştirilerek kompozisyonların oluşturulma süreci başlar. Devamında tekniğe uygun yerleştirilmiş eskizlerin boyanır ve çalışma son şeklini alır.
Kendinizi hangi sanat akımına daha yakın hissediyorsunuz?
Herhangi bir sanat akımına kendimi yakın hissedemiyorum. Ancak sanat hayatımın farklı dönemlerinde pek çok akımı denemek ve yaşamak istiyorum. Son zamanlarda fotogerçekçi akımdan etkileniyorum.
Sizce sanat kim için ya da ne içindir?
Bence sanatı önce sanatçı kendisi için icra eder. Sonra sanatçı kendi ifadesini toplumla paylaşmak ister. Önce sanat tarihçileri, sanat eleştirmenleri bu esere fikirlerini dile getirirler. Toplum ise bu sanata olumlu ya da olumsuz tepki verir.
Sizi etkileyen veya beğenerek izlediğiniz sanatçılar kimlerdir? Çağdaş sanatçılardan sevdiğini, takip ettiğiniz isimler var mı?
Yurt içinde ve yurt dışında beğenerek takip ettiğim pek çok sanatçı var. Bunlara
Ilgın Erdem, Serap Özergin, Engin Korkmaz, Ekin Yüksel ve İlhan Koman’ı örnek verebilirim.
Malzeme ve eser arasındaki ilişkiyi nasıl yorumluyorsunuz?
Sanat malzemeyle hemhal olur. Sanatçı ise malzemeyi alır bilgisi ve deneyimleriyle onu bambaşka bir bütüne sanatı oluşturur. Sanat sanatçının ifade biçimidir. Karakalemle başlayan yolculuğum tuval üzerinde akrilikle ya da karışık teknikle tamamlanır. Bazen de çamurla ifade bulabilir.
Pandemi süreci size ve işlerinize nasıl yansıdı?
Öncelikle pandemi benim için büyük bir şok oldu. Sadece izledim. Televizyondan, sosyal medyadan pandeminin durumunu sürekli takip ettim. O dönem sevdiklerimizi, arkadaşlarımızı, aile büyüklerimizi kaybettik. Üzüntü vericiydi. Uzaktan çalışma dönemi yaşadık. Bu döneme ayak uydurmaya çalıştık.
Pandemide küçük boyutlu eserler üretmenin yanı sıra ağaç heykeller üzerine yoğunlaştım. Çamurla uğraşıp biraz seramik yaptım. Uzaktan eğitimlere katıldım. Doğaya dönerek adeta insanlardan uzaklaştım herkes gibi.
Sanat eserlerinin online satışı hakkında ne düşünüyorsun?
Bu çağın getirdiği önemli yeniliklerden biri diyebilirim. Sanatseverlerin oturduğu yerden sanata ulaşması güzel. Hatta sanat eserlerinin taksitle alınabilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda galerilerin çeşitli kampanyalarla toplumun farklı kesimlerine de online eser satışının ulaşabilmesini diliyorum.
Sanatçı – koleksiyoner ilişkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sanatçı duygularını, umudunu, acısını, hüznünü yeteneği ve tecrübesi ile ve pek çok malzemeyle sanatını oluşturur. Eserini beğenen koleksiyoner belli başlı galeriler vasıtasıyla esere ulaşır. Ancak bu ülkede az koleksiyoner belli başlı sanatçıya ulaşabiliyor. Çoğu sanatçıya koleksiyonerin ulaşması mümkün olmuyor. Üstelik sanat eseri bu ülkede hala kazançlı bir yatırım olarak görülmüyor.
Sanatı nasıl tanımlarsınız? Sizin için sanat nedir?
Sanat, sanatçının farklı malzemeler kullanarak oluşturduğu ifade biçimidir. Benim için sanat kendimi özgür hissettiğim, çoğunlukla konuşmadan kendimi ifade ettiğim bir kanal. Çalışmalarım da amaçladığımı gerçekleştirdiğimde beni tatmin eden, mutlu eden bir alan.
Geleceğe dair planlarınızdan biraz bahsedebilir misiniz?
Geleceğe dair yapmayı planladığım projelerim var. Bunlardan biri de sanatçı arkadaşlarımla gerçekleştireceğim.
Sosyal Medya:
Instagram: https://www.instagram.com/aylin.menekse/
Web: http://www.aylinmenekse.com/
Kişisel Sergiler
1998 Bartın Vakıfbank Sergi Salonu, Kişisel sergi
2007 2. EGE ART Sanat Fuarı, Atatürk Kültür Merkezi, İzmir
2010 “Kadın ve Hayaller şehri İstanbul” adlı kişisel sergi, Bahariye Sanat Galerisi İstanbul
2016 “Disleksi “adlı kişisel sergi Vakıfbank Levent, İstanbul
Katıldığım Seçme Sergiler
2022 Contemporary Barcelona “Perception” Art Nou Millenni Gallery Barcelona İspanya
2020 TEV Korona Kahramanlarına Destek “Bulaşıcı olan iyiliktir” projesi sergisi ve müzayedesi
2020 ARTANKARA 6.Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı ATO Congresium Kongre ve Sergi Sarayı
2019 ARTANKARA 5.Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı ATO Congresium Kongre ve Sergi Sarayı
2017 ARTANKARA 3.Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı, ATO Congresium Kongre ve Sergi Sarayı
2015 Sanat Pazarı adlı karma sergi Almanya
2014 24.Sanat Fuarı Kadınlar Müzesi Almanya Bonn
2014 “Sınırı Olmayan Sanat” adlı sergi Almanya Köln Alte Feuerwache
2013 23. Sanat Fuarı Almanya Bonn Kadınlar Müzesi
2013 Art Bridge Sergisi 25.09-12.10.2013 Almanya Köln
2013 ART FOR PEACE TRAVELLİNG ACTİON INDIAN (Hindistan
2013 “Ala Salida” Alida Valli anısına, Galeria Borghese, Mentana Roma Italya
2013 Home Iç Dekorasyon Fuarı Lutfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Istanbul
2012 ARTEXPO MODERN AND COMTEMPORARY ART FAİR AND CONVENTİON CENTER,İTALY AREZZO 2012 İTALYA, REGGIO EMILIA 14.Immagina arte in fiera MODERN VE ÇAĞDAŞ SANAT FUARI
2011 ART FOR PEACE TRAVELLİNG ACTİON BUCHAREST, ROMANİA
2011 13. İMAGİNA ARTE MODERN AND COMTEMPORARY ART FAİR, İTALY
2009 “Mektuplar” adlı uluslararası karma sergi, Sala Lıgnea Beriolibrary İtalya Cenova
2009 Barış Sanatçıları - I. Uluslararası Sanat Hareketi-ISTANBUL2009 W- AFPIAAP- ISTANBUL
2009 Dolmabahçe Sarayı Sanat Galerisi
2009 19.İstanbul Sanat Fuarı ARTİST ,Tüyap,
2009 Artforum Ankara 5.Sanat Fuarı, Atatürk Kültür Merkezi
2007 17.İstanbul Sanat Fuarı ARTİST2007, Tüyap
2005 1. Türkiye Grameen Mikrokredi Uluslararası Sanat Bienali, Devlet Resim ve Heykel Müzesi Arif Hikmet Koyunoğlu Sergi Salonu, Ankara, onur belgesi
2004 Almanya Karlsruhe şehrinde “17. Avrupa Günleri” kapsamında “Doğudan Batıya Köprü” adı altında karma sergi
Sevgili Aylin,röportajını büyük bir zevkle okudum.Çok etkilendim ve gurur duydum.Başarılarının devamını tüm kalbimle diliyorum.Sevgiler.....